Agile


Sosyal medyada gezinirken agile kavramıyla karşılaştım ve konuyu irdelerken bir hayli aydınlanma yaşadım. İngilizce kökenli kelime dilimize atik - çevik ya da agility kelimesini dikkate alırsanız atiklik - çeviklik olarak çevriliyor. İş dünyası ise bu kelime üzerine farklı bir çalışma modeli kuruyor.


Agile kavramı ilk olarak 1950 li yıllarda IBM tarafından ortaya atılıyor. Bu nedenle olsa gerek, genellikle yazılım dünyasında çok benimseniyor. Varılmak istenen sonuca daha hızlı çalışarak değil daha akıllıca çalışarak ulaşmayı ana hedefi olarak belirliyor. Mükemmel olacağı varsayılan ürünü piyasaya sürmek yerine daha hızlı bir şekilde asgari çalışır ürünü yani orijinal tanımıyla Minimum Viable Product (MVP) kullanıcıya teslim ettikten sonra geri bildirimi değerlendirerek geliştirmeyi savunuyor. İlerlemeyi kontrol etmek ve belirli aralıklarla durum değerlendirmesi yapmayı (retrospektif) önemli bir kriter olarak belirliyor. Sonuçta yapılan işlem yap-ölç-öğren döngüsüdür. Kullanıcı geri bildirimi önemli olduğu için de insan odaklıdır.  


Geleneksel yaklaşımda ise ürün şirketin varsayımları üzerine şekillenerek piyasaya sürülüyor. Şirketler çalışanlarını yaptıkları iş bölümüyle aynı işi sürekli yaptırarak pratikleştirmeyi, dolayısıyla işin daha hızlı üretilmesini hedefliyor. Durup düşünmeden sürekli çalışmak ise bir süre sonra mesleki körlüğe, alanınızdaki yenilikleri ve gelişmeleri görememenize neden oluyor. Ayrıca işinizde pratikleşmek isterken yaptığınız hataları da pekiştirerek düzeltmesini daha zor hale getirebiliyor. 


İş dünyasıyla ilgisi olmayan biri olarak, onunda eksiklikleri var tarzında eleştiriler görsem de agile'de benimsenen kriterleri çok beğendim. Hobi olarak yaptığınız işte bile dikkate alınabilir. 


İnsan bazen bir kavramla aydınlanma yaşayabiliyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sakinliğiyle ve renkleriyle gönlümü çelen: Eğirdir Gölü

Sene Olmuş 2023

İsmail Güzelsoy' un yüreklere değen "DEĞMEZ" kitabı