Kayıtlar

Haziran, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Korona günlerinde Haziran ayı güncesi

Meğer atalarımız boşuna dememiş "evdeki hesap çarşıya uymaz" diye! Oysa daha dün gibi geçen zamanda "nerde kalmıştık?" deyip bir anımsatma yapmış ve ardından sözüm ona, Avrupa Gezimizi kaldığımız yerden anlatmaya başlayacağımı bildirmiştim size. Koskoca bir ay geçmiş üzerinden ve ben, değil gezi notlarımı yazmak, tek bir kelam söz etmek üzere dahi bloguma siftah etmemişim. Dedim hiç

Turgenyev'in İlk Aşkı

Resim
Yetişkin üç arkadaş bir yerde oturup konuşurken ilk aşklarını anlatmaya başlıyorlar. İkisi basitçe anlatırken Vladimir anlatma yeteneğinin iyi olamadığını, hikayesini yazıp getirebileceğini söylüyor. Bir süre sonra getirdiği hikayesinden, 16 yaşındaki gencin yan binalarına yeni taşınan komşunun 21 yaşındaki kızına aşkını okuyoruz. Komşu kızı Zinaida kuralsız bir kız. Güzelliğiyle erkekleri parmağında oynatan, hepsini aynı anda evine davet edip oyunlar oynayan bir tip. Vladimir tüm bu oyunlara rağmen Zinaida'nın da kendisini sevdiği hissine kapılıyor ama kavuşamıyorlar... Okuduğumun tam olarak aşk hikayesi olduğunu söyleyemeyeceğim. Fazlasıyla hayranlık duyulan komşu kızı hikayesi gibi geldi bana. Belki de kendini kurtarmak isteyen bir kızın erkek avcılığı...  Kitabı Sevim'in blogunda gördükten sonra okumaya karar vermiştim. Bu sayede ilk kez bir Turgenyev kitabı okumuş oldum. Rus edebiyatında sıkça görülen kasvetli tasvirleri olmaması, akıcı dili ve yalın anlatımıyla  kolay ok

Tılsımlı Deri - Balzac - Freud - Aziz Nesin

Resim
Uzun zamandır takip edemediğim blogsözlük'ün tavsiyesinde görmüştüm kitabı. Okuma hızımın yavaşladığı dönemde geçmişe gitmek, belki de günümüzden uzaklaşmak dürtüsüyle başladım. Okudukça kapıldım büyüsüne...  267 sayfalık kitabın basitçe özetlenebilecek fantastik bir konusu var. Ama özetlemek yerine en kısa ve en iyi özet olan Atilla Tokatlı'nın  Aziz Nesin'e anlatışından okuyalım.  "Bir delikanlı bir antikacı da eline tılsımlı bir deri geçiriyor. Bu deri sayesinde istediği her şeyi elde ediyor ama istediğini elde ettikçe de deri küçülüyor. Bu deri delikanlının yaşamıdır. Deri bitince delikanlının yaşamı da bitecek... Bu durumda, yaşamının bitmemesi için hiç bir şey istememesi gerekir. Hiç bir şey istenmeden yaşanmaz..." Atilla Tokatlı'nın eseri film senaryosuna çevirme düşüncesi sırasında özetlediği eser Aziz Nesin'in de ilgisini çekmiş. Ancak yıllar sonra okuduğunda hayal kırıklığı yaşamış. Balzac'ın çok abartıldığı hatta Zola'nın hakkının yendiğ

Etkileyici Bir Çırpınış Hikayesi - Unorthodox

Resim
Dünyanın en zor hissi; kendini ait hissetmediğin yerde bulunma zorunluluğudur der Dostoyevski. Belki de bu acıyı en iyi hissettirebilen film/dizilerin başında gelir Unorthodox. Büyüsünü tanımlanamaz bu acıdan alır.  4 bölümden oluşan mini dizi, Mart 2020 tarihinde Netfilix platformunda gösterime girmiş ve Alman - Amerikan ortak yapımıymış. Deborah Feldman'ın 2012 otobiyografisinden esinlenilerek çekilmiş. Ayrıca Avrupa da yaşayan Aşkenaz Yahudilerinin 1000 yıldır kullandığı dil olan Yidişçe de çekilen ilk netfilix dizisiymiş.  Dizi katı bir ortodoks tarikatının içerisinde annesiz büyüyen ve evlendiğinde tüm sıkıntılarının biteceğine inanan bir kızın çırpınışlarını gözler önüne serer. Evlendiğinde de aradığı mutluluğu bulamayan kahramanımızın sudan çıkmış balık tavrıyla hayata tutunma çapasını irkilerek izletir. Bunun yanında tarikata safça inananlarla, bu safların duygularından güç devşirenleri ve iki yüzlülerin yer yer sinirleri zıplatan bazen de trajikomik yaşamlarını ürpertiyle

Bir Ömür Nasıl Yaşanır ?

Resim
Sorunun cevabı, İlber Ortaylı ile yapılan söyleşilerde aranmış. İnsan ömrü dolu dolu nasıl yaşanır, neleri yapar, neler dinler, neler okursa dolu olunurun peşinde koşulmuş. İkiyüz küsür sayfalık kitap İlber Hocanın tv de izlediğim söyleşileri kadar geçmedi bana. Hatta bir çok yerinde irite oldum bile diyebilirim. Fazlasıyla İtalyan hayranlığı sezinledim. Her insanın yapamayacağı gezileri, siz gezseniz bile benim geçmişte aldığım lezzeti alamayacaksınız vurgusuyla sıraladığı gezilecek yerler listesi fazlasıyla akıl karıştırıcıydı. Hocanın hayatı öylesine kültür turizmiyle ve geçmişle doluydu ki, o gezilecek yerleri ve çıkarılacak sonuçları sıralarken, ben kendimi sanat tarihi dersindeymiş gibi hissettim. Üstelik her yeri 40 yıl öncesiyle kıyaslayarak bozuldukları imasında bulunması da içimi fazlasıyla kararttı. Bunun yanında çok ama çok üst seviyede bir entelektüel kriteri var hocanın. Keşke olabilse öyle insanlar dedirtecek türden. Düşünsenize toplumun entelektüellerinin 15 yaşına geld