Kayıtlar

Ekim, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yıldızın Parladığı Anlar

Resim
Stefan Zweig kısa ve etkileyici hikayeleriyle tanıdığım bir yazardı. Amok Koşucusu, Satranç vs. Bu kitapla yazarın yeni bir yönünü daha tanımış oldum. Tarihi olayları kendi görmüş, tarihe nam salan kişilerle karşılıklı konuşmuşçasına betimlediği oldukça etkileyici bir denemesi de varmış. 1927 yılında yayımlanan yaklaşık iki yüz elli sayfalık kitapta insanlık tarihinin domino taşı niteliğindeki tam on iki olayına parmak basmış. Üstelik kendi kitabını da kendisi o kadar güzel özetlemiş ki üstüne laf söylemek abesle iştigal olur... Çağları aşan bir kararın bir tek takvime, bir tek saate, çoğu kez de yalnızca bir tek dakikaya sıkıştırıldığı trajik ve yazgıyı belirleyici anlara, bireylerin yaşamında ve tarihin akışı içinde çok ender rastlanır. Ben böyle anları İnsanlık Tarihinde Yıldızın Parladığı Anlar diye adlandırdım; çünkü onlar, tıpkı yıldızlar gibi, hiç değişmeden geçmişin karanlığına ışık tutmaktadırlar. İşte bu kitabımla, değişik zamanlara, değişik bölgelere ait kimi önemli anları,

Korona günlerinde Eylül ayı güncesi

Sevgilim, işte eylül. Ve işte senin usul usul seğiren yüzün. Zaman ki sonsuzdur. Bitmemiş şiirler gibidir. Bazı hüzünleri. Bazı nehirleri tutup anlatmak gibidir. Biz ki zamanı tırnak içine alıp yaşadık (İsteğin bulanık kıyısında). Bundan değil midir bizim aşkımızda. Sürekli bir akşam hüznü vardır.* 'Günler peşi sıra dizilmiş, haftalar, ayları ve aylar birbirini kovalarken bir yaz daha sona ermek

Ateşten Gömlek

Resim
Başarı hikayeleri her zaman geçmişi anlatır. Belki de bunun tek istisnası Halide Edip Adıvar'ın Ateşten Gömleğidir.    Halide hanım iyi bir hatip ve ilk kez 1919 yılında İstanbul Sultan Ahmet Meydanı'nda işgale karşı halkı harekete geçirmek için yaptığı konuşmayla tanınır. Ayrıca Kurtuluş Savaşında milli mücadele saflarındadır, Anadolu Ajansının kuruluşunda da yer alır. Sivil olmasına rağmen kendisine rütbe verilerek savaş kahramanı sayılır. Halide onbaşı olarak bilinmesi de buradan gelir. Yazar 1922 yılında, daha savaş bitmeden arkadaşlarına ithafen cephe gerisini hikayeleştirir ve Kurtuluş Savaşını anlatan ilk roman ortaya çıkar. Savaşı, İzmir'in işgali sırasında eşi ve oğlu öldürülen hemşire Ayşe, İstanbul'daki akrabası Peyami ve Binbaşı İhsan'ın üzerinden aşk sarmalıyla birleştirerek anlatır. Peşinden gelenlerse hep geçmişi anlatmaya devam eder... 

'Gezgin Rehberler'in Ekim ayı konuğuydum

Sevgili dostlarım merhaba,'Gezgin Rehberler'in Ekim 2020 söyleşi konuğuydum. Zarif davetleri için kendilerine çok teşekkür ediyorum.Gerçekleştirdiğimiz söyleşimizi okumak isterseniz linki şuraya bırakıyorum.  ✯💙✯Esin Hanım, gezgin sorulara hoş geldiniz. Malum pandemi dönemindeyiz, şu aralar neler yapıyorsunuz? Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Merhaba, hoş bulduk. Bütün dünyayı etkisi altına alan

İki Dizi Bir Film

Resim
Son dönemde izlediğim ve blogumda yer verme konusunda kararsız kaldığım iki dizi ve bir filmi tek postta kısaca paylaşma kararı aldım. Vatana millete hayırlı olsun... BioHackers Diziyi bilişim konusunda izleyecek bir şeyler ararken buldum. 2020 yılı, bilim kurgu, dram türünde ve Almanya yapımı dizi sanırım ismindeki hackers kelimesi yüzünden karşıma çıktı. İlk sezon için 6 bölüm ve her bölüm yaklaşık 45 dakikadan oluşuyor.  Konusu aslında çok ilginç. Günümüz teknolojisinde embriyo üzerinde DNA incelemesi yapılabiliyor.  Dizi ise bunun yetişkin bireyler üzerinde yapılması üzerinde duruyor. Bireylerinde genetik rahatsızlıklarını, rahatsızlığı olması bile yetersizliklerini DNA dizilimi üzerinde oynayarak çözme hayaliyle yola çıkıyor. Ancak ilerledikçe aslında DNA üzerinde yeterli çalışmanın olmadığını ve virüs yayarak mükemmel insana ulaşmaya çalışıldığını anlıyoruz.  Hemen aklınıza corona'nın geldiğinin farkındayım. Olabilir. Ama benim aklıma coronanın yanında Yuval Noah Harari'n

İlk İnsanın Hikayesi La - Sonsuzluk Hecesi

Resim
Nazan Bekiroğlu okumalarım devam ediyor. Daha önce yazarın hikaye ve deneme türünde iki kitabını okumuştum. Her ikisinde de yazarın okuru kitabın içine çekme başarısına hayran kalmıştım. Bu etkiyle La Sonsuzluk Hecesi romanını da okudum. Yazar bu kez ilk insan Adem'in hikayesini anlatmış. Hikaye bilindik ama ayrıntıların etkileyiciliği bir sonraki sayfayı merakla çevirmenize neden oluyor. İlk insanın yaradılışı, meleklerin tepkisi, Azazil meleğinin kibri sayesinde şeytana dönüşmesi ve pazarlığı, Havva'nın yaradılışı, yasak elma, dünyaya sürgün ediliş, Habil ile Kabil'in Sidre aşkı ve ilk cinayetin detayları okuru dünyanın yaradılış anına götürüyor. Yazarın en çok hangi yönünü sevdiğimi buldum sanırım. Ayrıntıları süsleme konusunda çok iyi. Kitaplarının büyüsü de buradan geliyor. 

Geçmişten Bir Akıl Hastanesi

Resim
Ratched 2020 yılı, Cinayet, Dram, Gizem, Suç türünde ABD yapımı bir Netfilix dizisi. İlk sezon için 8 bölüm ve her bölüm ortalama 50 dakikadan oluşuyor. Ayrıca dizi ikinci sezon onayını da almış. Dizi aslında Ken Kesey’nin 1962’de yazdığı ‘One Flew Over the Cuckoo’s Nest’ romanındaki hemşire Mildred Ratched karakterinin hikayesi. 1975 yılında dilimize Guguk Kuşu olarak çevrilen filmi de yapılmış ve olaylar 1940'lı yıllarda geçiyor.  Hikaye travmatik bir çocukluk geçiren Mildred Ratched'in akıl hastanesinden sonra idama mahkûm edilmesi kesin gözüyle bakılan üvey kardeşini kurtarma mücadelesini anlatıyor. Ratched önce kendisini hemşire olarak hastaneye kabul ettiriyor ve yapılan ilginç deneylere tanıklık ediyor. Sonrasında karşısına çıkan tüm engelleri usta bir şeytanilikle bertaraf etmeye başlıyor. Başroldeki Sarah Paulson'u ilk kez izledim ve hayran kaldım. Donuk bakışları ve soğuk kanlılığına bittim. Sharon Stone'yi izlemekte ayrı bir zevkti. Hikayenin gücü ve oyuncula

Beş Şehrin Hikayesi

Resim
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın hayatının tesadüfleri olan ve anlatımında bir hayli zorlandığı rivayet edilen deneme türü kitabının adıdır Beş Şehir. Sırasıyla Ankara, Erzurum, Konya, Bursa ve İstanbul'un anlatıldığı eser ilk olarak 1946 yılında yayımlanmış. Daha sonra yazar ekleme ve çıkarmalar yaparak 1957 yılında ikinci baskısını yayımlamış.  Eseri salt bir gezi ta da tarih kitabı olarak yorumlamak hata olur. Çünkü anlatılarda şehrin konumunun, tarihinin ve mimarisinin yanı sıra fazlasıyla bilgi ve kültür birikimi var. Öyle ki yaşayanların ne hissettiğini bırakın tarihi binaların bile dile gelip anlatmaya başlayacağı hissine kapılıyorsunuz. Savaş kaybedip sarayına dönmeye yüzü olmayanları, şehrin yönetimini ahi teşkilatının başına kaptıranları, sultan olunca esir tutulduğu kaleyi yıktıranları, rejimin kendi çocuklarını tutsak etmesi gibi detayları okuyunca kitabın büyüsü zirve yapıyor. Yazar ise kitabını "Beş Şehir'in asıl konusu hayatımızda kaybolan şeylerin ardından duyul