Kayıtlar

Mayıs, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Nerde kalmıştık!

"İnsan hiçbir şeyi sonraya bırakmamalı!" derdi babaannem ve nasihatına devam ederdi; "eliniz ayağınız tutarken; gezin." Gençken, üzerinize yakışırken; giyinin, süslenin!." "Sağlık sorununuz yokken; yiyin, için".. Sözün özü, demek istiyordu ki; 'her şeyi zamanında yapın. Hayatınızı güzel yaşayın.' Büyüklerimizin sözlerinde doğruluk payı çoktur. Ama bir de hayatın beklenmedik sürprizleri

Korona günlerinde balkon sefası

Benim gezinti alanım iki küçük saksı. Yetiyor bu gümrah arazi :) * Sevgili okur, bu yazı, hafta başında güzel ve güneşli bir günde yazıldı!  Yayımlamak, ancak yağmurlu bir güne nasip oldu!.  Ama an itibarıyla güneş  yüzünü gösterdi ☀ Belki de bu, 'ben geldim' diyedir ;) 💗  Dün sabah güne, güzel bir sürprizle 'merhaba' dedim. Bahar coşkusu yaşayan kaktüsüm, göz alıcı rengiyle öylesine

Fotoğraflarla Zamanda Yolculuk - Nar Ağacı

Resim
Blogları gezerken listeye eklediğim romanlardandır kendisi. Ama hangi blogun hangi övgüsü üzerine eklediğimi hatırlayamıyorum şu anda. Yine de beni Nazan Bekiroğlu ile tanıştırdığı için teşekkür ediyorum kendisine... Roman daha önce okumadığım türden. Hem yan hikayelerle verilen bilgiler hem de tarihe ışık tutma çabasıyla olağanüstü. Bir de yazarın ben bu işi biliyorum edasıyla peş peşe sıraladığı kelimeler ve kelime dağarcığının büyüklüğü kitabın önünde eğilmenizi sağlayacak türden.   Hikayenin özü kendi atasının izini arayan entelektüel bir kişiliğin serüveni. Sadece kendi yolculuğu ve yaşadığı serüven değil, ata yadigarı fotoğraflara bakarken o döneme dalıp gitmesi, savaşlar içinde kıvranan Tebrizi, Tiflisi, İstanbulu özellikle de Trabzonu ve Taht-ı Süleyman'ı neredeyse o dönemde yaşamışcasına tasviri kitabın içine girmemi sağladı. Kitap boyunca roman kahramanın elindeki fotoğraftaki zamanlara ve mekanlara hep beraber gidip geldik. Savaşın yıkıcı etkisini çaresizlikle bezenmiş b

Gelecekten Distopik Bir Günlük - Biz

Resim
Teknolojinin aklınıza gelebilecek her şeyi kontrol ettiği, felaketlerin yaşanmadığı ve insanların robotikleştiği tarihi bilinmeyen bir geleceğini günlüğünü okumak hayli ilginç geldi bana. Böyle bir yaşama dışarıdan bakmak önce biraz ürpertse de sonrasını acaba daha mı iyi olurdulu sorulara bıraktı. Sanki günümüzde herkes birey olabiliyor mu ki? Sevdiği işi yapan, sevdiği şehirde ya da evde gönlünce dolu dolu yaşayabilen kaç kişi vardır acaba?  Rus yazar Yevgeni İvanoviç Zamyatin acabalı sorularımın cevabını taa 1920 ler de kaleme almış. Peki hemen yayınlayabilmiş mi? Tabi ki de hayır. Öyle özgür bir dünya nerde! 1988' e kadar ülkesinde yayınlanamamış hatta önce İngilizcesi basılmış. Yazılır yazılmaz yayımlanamasa da George Orwel'in efsanevi eseri 1984'e esin kaynağı olmuş. Bu kitapta muğlak kalan bürokrasi ve yönetim daha baskın bir şekliyle 1984 kitabında Büyük Biraderler olarak karşımıza çıkmış. Peki ne anlatıyor günlük? Evrenin ismi açıklanmayan bir yerinde kafes içinde

Evde günler, doludizgin geçerken...

Kuş cıvıltıları eşliğinde güne uyanmak! Ve her yeni güne bi ümitle "merhaba" demek! ne güzel :) Bu sabah gün, ışıl ışıl parlıyordu. Havada taptaze bahar kokusu salınıp durdu. Sitemizin bahçıvanı son bir haftadır toprakları havalandırmakla, çimleri tıraşlayıp yeni çiçekler ekmekle meşguldü. Gece ilerleyen saatlerde de fıskiyeleri açmıştı. Dolayısıyle sabaha kadar toprak, damla damla suyunu,