Tembellik Sanatı Oblomov İle Başlar


Rus yazar Gonçarov taa 1857'de Oblomov isimli uzunca bir roman yazmış. İnternetten bakındığım kadarıyla 1849'da bir dergiye yazdığı "Oblomov'un Rüyası" öyküsünün genişletilmiş haliymiş. Hatta hatta daha öncesinde de buna benzer bir romanı varmış ama araştırmadığım ve okumadığım konulara girerek dağılmak istemiyorum.

Bizim de Yusuf Atılgan'ın yazdığı Aylak Adam'ımız vardı. Babadan kalan mirasın üzerine konmuş, kahvede arkadaşlarla muhabbet, sinema, tiyatro, resim galeri gezen, çalışmakta hiç gözü olmayan bir adamdı. Valla saygı duyulacak adammış. Oblomov ise bildiğin yaşayan tabut. Romandaki adı İlya İlyiç Oblomov ama ona kısaca oblomov diyoruz. Zengin Oblomov ailesinin yaşayan son ferdi. Aslında iyi bir eğitim almış. Kendine bağlı köyleri ve köylüleri var ama köylerinden uzak çiftlik evinin karanlık bir odasında yaşamayı tercih ediyor. Bir tane de Zahar adında yaşlıca hizmetçisi var, O da sürekli söylenen tembelin teki. Oblomov okumayı sevmiyor, yazmayı sevmiyor, çalışmayı sevmiyor, planlar yapıyor ama uygulamıyor. Odada geçirdiği rutin hayatın dışına çıkmak onu korkutuyor. Hayatı ise her gün bir adım daha geriye gidiyor. Bir kadınla sevgili oluyor ama aşk yaşamak bile zor geliyor.


Peki ama bu kadar boş bir adamı okunur kılan hatta okuru kendisine hayran bıraktıran büyüsü nerede? Tabi ki oblomov'un doğaçlama düşüncelerinde. Kimi yerde yazarları eleştirirken, roman kahramanlarının ruhsuzluğunu göstererek yaraya parmak basıyor, kimi yerde de aşkın bile kapitalizmin oyuncağı olduğundan dem vuruyor. Boş tenekeden çıkan dolu sese hayran bıraktırıyor. 

Eser basılı yayınlarda 632 sayfa (e kitap olarak 400'ün biraz üstündeydi sanırım) Kalınlık biraz korkutabilir ama kitabın içine girdiğinizde, kızgınlık, üzüntü, mutluluk duyguları arasında savrulup duruyorsunuz.  Okunmaya değer güzel bir kitap.

Sevgiyle kalın...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sakinliğiyle ve renkleriyle gönlümü çelen: Eğirdir Gölü

Sene Olmuş 2023

İsmail Güzelsoy' un yüreklere değen "DEĞMEZ" kitabı